Frandura: İtalya’dan sofralarımıza gelen hafif bir mutluluk

Bazen günün koşturmacası içinde kendimizi unuttuğumuz oluyor. İşler, planlar, yetişmesi gerekenler derken akşam olup da mutfağa girdiğimde “ben bugün kendime ne kattım?” diye düşündüğüm oluyor. O anlarda elimde birkaç basit malzemeyle hem ruhuma hem bedenime iyi gelen bir şeyler hazırlamak bana terapi gibi geliyor.

Geçenlerde böyle bir akşamda tanıştım Frandura ile. İtalya’nın o sıcacık mutfaklarından gelen bu tarif aslında çok eski, ama bana yepyeni bir huzur kattı. İncecik, sebzelerle dolu, hem hafif hem de inanılmaz lezzetli bir ekmek diyebilirim. En güzeli de vegan hazırlanabiliyor, glutensiz yapabiliyorsun ve evdeki malzemelerle kolayca uyarlayabiliyorsun. Ben ilk denememde kabak ve patates kullandım, ortaya çıkan tat beni resmen mutlu etti. 💛

Frandura için ihtiyacın olan malzemeler çok basit:

Hamur için:

  • 2 su bardağı un (ben sorgum unu kullandım ama evinde hangi un varsa olur),
  • ½ çay bardağı zeytinyağı,
  • 1 su bardağı su,
  • 1 çay kaşığı tuz.

Üzeri için:

  • 3 orta boy kabak (rendelenmiş, suyu sıkılmış),
  • 3 orta boy patates (incecik dilimlenmiş).

Hazırlarken en keyifli kısım, bu malzemelerin tek tek birleşip bir ritim yaratması. Kabakları rendeliyorsun, ellerinle suyunu sıkarken çıkan tazelik insana iyi geliyor. Patatesleri incecik dilimlemek ise tam bir sabır işi ama sonunda o çıtırlığı hissetmek için buna değiyor. Her ikisini de tuzladığında tatların nasıl dengeye oturduğunu görüyorsun.

Hamur kısmı ise çok kolay. Unu, zeytinyağını, suyu ve tuzu karıştırıyorsun. Ne çok katı ne de çok cıvık olacak şekilde bir kıvam elde edince hazırsın. Yağlı kağıt serili tepsiye bu hamuru incecik yayıyorsun. Üzerine önce kabakları, sonra patates dilimlerini yerleştiriyorsun. İşin en sabırlı kısmı bundan sonrası ♥

Fırını 180 dereceye ayarlıyorsun, alt-üst ayarda yaklaşık 30-40 dakika pişiriyorsun. Fırından yayılan koku öyle güzel ki, sanki küçük bir İtalyan kasabasındasın. O sabırla beklediğin dakikalar aslında günün en huzurlu dakikalarına dönüşüyor.

Ve sonunda… Karşında incecik, kenarları kıtır, ortası yumuşacık bir Frandura oluyor. İlk dilimi kestiğinde çıkan çıtırtı bile mutluluk veriyor. Kabakların hafifliği, patatesin doyuruculuğu ve hamurun sadeliği bir araya geliyor. Yanına sıcacık bir çay aldığında ya da kahvaltıya eklediğinde sofranın havası bir anda değişiyor.

Frandura bence sadece bir tarif değil, kendimize ayırdığımız küçük bir mola gibi. Çocuklara gönül rahatlığıyla sunabileceğin kadar hafif, kahvaltıya renk katacak kadar pratik, akşam yemeğine eşlik edecek kadar çok yönlü. Her seferinde içine farklı sebzeler ekleyebilirsin; yazın domates ve biber, kışın havuç ya da pırasa ile bambaşka tatlar çıkar.

Ben kendi mutfağımda yaparken şunu fark ettim: Bazen en basit malzemelerle en güzel mutluluklar çıkıyor ortaya. Frandura da bana bunu hatırlattı. Sen de mutlaka dene, sonra bana yaz! Hangi sebzelerle yaptın, hangi hali sana daha çok mutluluk verdi? 🌸✨

Afiyet olsun!

Bu yazıyı paylaşabilirsiniz :

Son Eklenenler